Sosyal Medya

Makale

‘Babamız’ değil, ‘kardeşimiz ve başkanımız’ denilmeliydi

Hz. Ömer’den aktarılan ilginç bir ölçü vardır: ‘Öyleleri başınıza getiriniz ki, içinizdeyken başınızda gibi olsun; başınızdayken de içinizden birisi gibi..’

Tayyip Bey’i geniÅŸ halk kitleleri bu anlayış içinde buldukları için de sevmiyor mu?

***

Ä°stanbul’un ana caddelerinin iki tarafındaki yaya yollarında, kocaman harflerle yazılmış bir cümle var. Yaya yollarda, yere bakıyorsanız, sık sık görmeniz mümkün.. Fark edilemeyecek küçüklükte deÄŸil ve pek çok yerde.. KaÅŸe /mühür ÅŸeklinde hazırlanmış kalıbı daldır boya küpüne ve bastır yere.. Gaayet kolay ama, birilerinin düşünmeden ve muhabbet sergilemek görüntüsü vermek adına sırf iÅŸgüzarlık olarak yaptığı- yazdığı, hoÅŸ olmayan bir yöntem.. Bir-iki kiÅŸinin iÅŸi deÄŸil, bir grup iÅŸi olduÄŸu, yaygınlığından belli.. 

Cümle basit : ‘Türkiye evimiz, ErdoÄŸan Babamız..’

Bu gibi yakıştırmalar siyasî liderlerin kutsanması gibi eÄŸilimleri tetikler. Kanun zorlaması olmaksızın kitlelere sempati yoluyla dayatmak ise daha da tehlikelidir. 

DiÄŸer ÅŸehirlerde de var mıdır, bilmiyorum. Bunu yazanların niyetinin muhabbete dayandığı elbette söylenebilir; ama, ‘babalık, atalık’ iddiasıyla millete kimlerin nasıl dayatıldığının komik ve ilkel görüntülerinden bunalan insanlara bir de bu kapı açılmamalıdır. 

Sevdiklerimizin, illâ da, ‘babamız, atamız’ gibi algılanması veya algılatılmaya çalışılması, aslında sosyal bünyemize sinmiÅŸ bir ‘çocukluk hastalığı’nı atlatamadığımızın, rüşd /erginlik yaşına gelmediÄŸimiz zannının bir psikolojik rahatsızlık halinde devam etmesini göstermekte.. 

Devlet Baba’ da bu yaklaşımın halkın derûnuna yerleÅŸmiÅŸ deyimi deÄŸil midir? ‘Devlet Baba’, ‘evlâtlarını’, korur ve sever de, döver de.. Gelenek haline gelmiÅŸ bir anlayış bu..

***

Unutulmasın ki, geçmiÅŸte özellikle yaÅŸlı sultanlar, tebâına, ‘Evlâdlarım!.’ diye hitap ederdi. Ahali de onlara ‘Baba’ gözüyle bakardı. Ama onların ölümleri ardından, niceleri ağır ÅŸekilde suçlanıyordu. Bu konuda sadece 2. Abdulhamîd Ã¶rneÄŸini hatırlamak bile yeter. 

Hattâ, en deÄŸer verdiÄŸimiz Müslüman simâlardan birisi bile, onu, ‘Yıldız’daki baykuÅŸ, Ä°blis.. Ödlek..’ diye, eleÅŸtiri ötesinde, hakaretlere boÄŸuyordu. O Abdulhamîd, resmî söylemlerde vefatından ancak 80-90 sene sonralarda, hayırla anılmaya baÅŸlandı. (CHP’nin lideri bile, geçenlerde, kendi partisinin m.vekili adaylarına, ‘Halka hitap ederken, Abdulhamid’i eleÅŸtirmeyin, yaptığı müspet iÅŸleri de anlatın..‘ demek ihtiyacını duyuyordu.)

***

Herhalde birileri, geçmiÅŸte iktidar ve saltanat sahiplerinin başına gelenlerin veya getirdiklerinin kendi baÅŸlarına da gelmemesi için, birilerini millete,‘babaata’ diye dayatmak yolunu seçmiÅŸ olmalı.. Bu gibi dayatmalar karşısında; ‘Benim atam -babam belli..’ diye hassasiyet gösterenlerden haberleri yok mu, bu gibi lafları yazanların-yazdıranların.. 

Bu gibi basit propaganda taktiklerinden fayda umanlar, iÅŸgüzarlıktan da öte bir ÅŸey yaptıklarını görmeli ve hiç deÄŸilse bundan sonra, o ‘basmakalıp’ yazılardaki, ‘babamız’ibaresi yerine, ‘KardeÅŸimiz ve BaÅŸkanımız..’ diyebilmelidirler. 

Kaldı ki, Tayyip Bey kitlelere, ‘KardeÅŸlerim..’ diye hitap eden birisi, devamlı.. Evet, o bizim kardeÅŸimiz.. Ailemizden birisi.. 

Evet, ErdoÄŸan babamız/ atamız filan deÄŸil, sevenlerin nazarında, milletimizin aslî deÄŸerleriyle yetiÅŸmiÅŸ ve millete de o deÄŸerlere göre hizmet etmeye çalışan bir millet evlâdı ve kardeÅŸimiz... 

Kendisinden habersiz olarak heykelini yapanları, ‘Bizim inancımızda böyle ÅŸeyler yok..’ deyip engelleyen Tayyip Bey’in bu gibi yakıştırmalara da karşı çıkacağını iddia edebilirim.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.